24 Ağustos 2015 Pazartesi

Dönemsel veya Mevsimsel Hastalıklar

Servislerin doluluk oranları incelendiğinde hemen hemen her branş için geçerli farklı dönemsel veriler elde edilebilir. Vücudun biyolojik saati farklı mevsimlerde farlı işlemekte ve buna bağlı bir takım hastalıklar belli dönemlerde artmaktadır. En basit örneğimiz belki de mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin zayıflığına bağlı olarak alt ve üst solunum yolu rahatsızlıklarının veya gribin zatürreye dönüşmesi olabilir. Özellikle kronik hastalığı olanlarda, yaşlılarda ve çocuklarda bağışıklık sisteminin sağlıklı bireylere göre daha zayıf olmasına bağlı bu durum daha çok görülmektedir. Birde sonbaharda görülen polenlere bağlı alerjiler var.

Tabi gribal enfeksiyonlar ve solunum yolu rahatsızlıklarına bağlı sıkıntılar mevsimsel hastalıklardan bilindik olanlarıdır. İlkbahar ve sonbahar aylarında peptik ülser ve buna bağlı mide kanamalarında artış görülmektedir. Bir çok kaynakta tam olarak sebebi bilinmediği yazılsa da mevsim sebze ve meyvelerinin tüketilmesi ve anti ülser özelliklerinin olması düşünülebilir.

Yine deri hastalıkları ile yapılan araştırmalara şöyle bir göz gezdirdiğinizde ortam ısısının düşmesi ile tüm deri hastalıklarında artış gözlemlediğini görebilirsiniz. Bununda hücresel direncin soğuğa bağlı düşmesi nedeniyle gerçekleştiği araştırmacılar tarafından düşünülmektedir.

Göz enfeksiyonlarında yaz dönemlerinde artış olduğu gözlenmekte bunun sebebi olarak da üreme gösterilmektedir.

Sonbahar ve kış aylarında ki az güneş görmenin mevsimsel depresyon adıyla anıldığını ve gerektiğinde profesyonel yardıma ihtiyaç duyacak kadar artabildiğini de belirtmeden geçmeyelim. Bazı insanlarda doğanın ölümünü çağrıştırması, güneşin yararlı etkilerinden uzak kalmak ve gecelerin uzun olması sonbahar ve kışı depresyon ayı olarak nitelememize neden olabilmektedir.

Dolaşım sistemi rahatsızlıkları ise soğuğun damar genişlemesi üzerine etkisiyle kış aylarında artış göstermektedir. Bununla birlikte enfeksiyon ve paraziter hastalıklarda yazın daha iyi üreme ortamları bulduğu için ilkbahar ve yazın artış göstermektedir.

Özellikle çocukların hastalıkları, personel planlaması ve hastalıkla savaş politikaları üretirken mevsimsel hastalıklar ve bunların geçiş özellikleri dikkate alınmalıdır.Bununla birlikte hala cevap aranan soruların çokluğu bu konularda araştırma yapılmasını gerektirmektedir. Çalıştığınız servislerde mevsimsel alevlenmeleri olan hastalıklarla ilgili geniş çaplı hatta geçmişe dönük araştırmalar yapabilirsiniz.

Mavi Kod Uygulaması ve Yapılması Gerekenler

Mavi kod, hastanelerde personel, hasta yakını veya hastalardan herhangi birinin solunum veya kardiyak arresti(kalp veya solunum durması) sonucu verilen, zamanın en iyi şekilde kullanılmasını sağlayan ve tüm dünyada aynı renk ile ifade edilen bir acil durum yönetim aracıdır. Hastanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında oluşturulan bir çağrı sistemi ile önceden belirlenmiş alanında uzman kişilerin oluşturduğu ekibin bireye en hızlı şekilde ulaşması amaçlanır. Türkiye'de ki tüm hastanelerin mavi kod sistemi  2222 aranılarak verilir. 
Sağlık Bakanlığı'nın bu konuyla ilgili yayınladığı yönetmelikte mavi kod ekibinin, mesai içi ve mesai sonrası olmak üzere iki ayrı ekip şeklinde ve kesintisiz hizmet vermeleri gerektiği belirtilir. Yine aynı yönetmelikte şunlarda belirtilmiştir:

  • Mesai saatlerinde; Kardiyoloji, nöroloji, göğüs hastalıkları, dahiliye, genel cerrahi ve anestezi uzmanlarından biri veya bu branşların bulunmadığı yerlerde, idare tarafından görevlendirilen bir tabip ekip lideri olur.
  • Hastanedeki tüm tabiplerin ve ekipte görevli diğer sağlık personelinin CPR eğitimi alması sağlanır.
Mesai saatleri içerisinde bir çok hastanede uygulama genelde şu ekiple yapılır:
  • Anestezi Hekimi
  • Kardiyoloji Hekimi
  • Dahiliye Hekimi ve hastanın yattığı serviste ki hekim
  • Servis Hemşiresi
  • Süpervisor Hemşire
  • Acil Servisten önceden görevlendirilmiş hemşire ekibi
  • Kat Personeli ve 
  • Güvenlik Görevlisi

Genellikle hasta da solunum veya kardiyak arrest gerçekleştiğinde bu durumu ilk gören servis hemşiresi olur. Her ne kadar deneyiminiz de var olsa böyle bir durumla karşılaşınca emin olun ki en deneyimli insanlar bile bir panik havasıyla işe koyulabiliyor. Yani panik yapma ihtimaliniz oldukça yüksek. Zamanla bu durumla baş etmeniz kolaylaşsa da profesyonelleşildiğinde bile aşılamayan bir durum söz konusu o da insani duygularımız. Elbette bir miktar paniklememiz normal ama bunu mümkün olduğunca ortama ve işimize yansıtmamamız gerek. Servisi ve malzemeleri iyi tanımamız bu durumu en aza indirmek için en gerekli şeylerden biridir. Mavi kod ekibi geldiğinde hastaya müdahale ederken bizden malzeme istendiğinde ya da kendimiz müdahale ederken malzemeye ihtiyaç duyduğumuz da temin konusunda sıkıntı olmamalı. Ayrıca hastanenin işleyiş basamaklarının çok iyi biliniyor olması lazım. Bizden cross çalışılmadan kan takacaklarını söyleyip crosssuz kan isteseler bunun için kan bankasına hangi belgenin yollanması gerektiğini bilmemiz önemli.

Bunların yanı sıra alanında uzman kişiler tarafından verilen CPR Eğitimlerine belirli aralıklarla katılmamız ve gerçekleşen yeni gelişmelerden haberdar olmalıyız. Eğitimler sırasında hangi durumlar aciliyet arz eder, hangileri göz ardı edilmemesi gereken durumlardır hepsi verilmektedir. Mesela hastanın şekerine bakmak atlanmaması gereken bir durumdur çünkü hastanın şekeri düşmüş ve bilinci kapanmış olabilir. Hastayı monitörize etmek ve kalp bulgularını izlemek bize yol gösterici olacaktır. Hangi kardiyak durumlarda hastaya sadece kalp masajı yapılır, hangilerinde defibrilatör yardımı ile hastaya şok vermek gereklidir bilmeliyiz (asistol ve nabızsız elektriksel aktivite ritimlerinde defibrilasyon yararlı değildir.).

Servis sayımlarının iyi bir şekilde yapılması hem malzemeleri bulma hızımızı arttıracak hem de acil durum sırasında eksikle karşı karşıya kalma riskimizi azaltacaktır. Elimizde olmayan malzemelerin yerine kullanılanlar hakkında fikir sahibi olmamız veya nasıl temin edildiklerini bilmemiz çok önemlidir. Ayrıca hastanenin mavi kod ile ilgili prosedüründe ki görev ve sorumluluğumuzu bilmeliyiz. Hastayı ilk gören kişi ne yapar(mavi kodu verir, hastayı monitörize eder,acil arabasının hasta odasına çekilmesini sağlar,...), güvenlik görevlisi ne yapar, süpervisor hemşire ne yapar gibi.

15 Ağustos 2015 Cumartesi

Hemşirelik SCI ve SCI Expanded Kapsamındaki Dergiler

Kariyer planınız bilim insanlığı ise aşmanız gereken dile kolay ama oldukça zorlu engelleriniz var demektir. Bunlardan belki de kuşkusuz en önemlisi makale yayınlayabilmek. Yalnız yayınlanan makalenin olduğu gibi makalenin yayınlandığı derginin de bir takım kriterleri var. Bu gözardı edilmemesi gereken bir konu. Derginin çeşitli uluslararası indeksler tarafından taranmasına bağlı olarak farklı adlandırma kriterleri kullanılmaktadır.

SCI: Science Citation Index : Fen Bilimleri alanlarında yayın yapan dergilerin tarandığı indekstir.
SCI-Expanded: Science Citation Index Expanded : Fen Bilimleri alanlarında ki dergiler taranır fakat kabul kuralları daha kolay aşılabilir ve online dergiler de bu kapsama girer.
Birde diğer branşlarda ki indeksler var onlara da değinmeden geçmeyelim.
SSCI: Social Sciences Citation Index : Sosyal Bilimler alanlarının tarandığı indekstir.
AHCI: Arts and Humanities Citation Index : Sanat ve İnsan Bilimleri alanlarının tarandığı indekstir.

Ulakbim'in yayınladığı dergi listesinden hemşirelikle ilgili olan ve gözüme çarpan bazı dergiler şunlar;

NURSİNG İN CRİTİCAL CARE
NURSE EDUCATOR
NURSE EDUCATION TODAY
NURSING ETHICS
NURSİNG & HEALTH SCİENSES
NURSING HISTORY REVIEW
NURSİNG INQUİRY
NURSING OUTLOOK
NURSİNG PHİLOSOPHY
NURSING RESEARCH
NURSING CLINICS OF NORTH AMERICA

Dergi listesinin tamamına ulaşmak isteyenler Tübitak Ulakbim'in dergi listesinin tamamını inceleyebilirler.

4 Ağustos 2015 Salı

Hemşirelikte Bölüm Seçimi

Yeni mezun olduğumuzda kafamızda kabaca bir hastane algısı ve bölüm dağılımı mevcuttur. Hastanelerin ana hatlarına hakimizdir fakat nerelerin çalışma koşulları nasıldır, bize ne getirir, ne götürür bunları pek bilmeyiz. İş görüşmelerinde veya devlet hastanelerinde ki tanışma mülakatlarında hangi bölümde çalışmak istediğimizi nezaketen de olsa sorarlar ve şartlar uygunsa öncelikte verirler. Tabi şartlar uygunsayı özellikle belirtiyorum çünkü genelde ihtiyaç neredeyse oraya verirler. Bence bizim mesleğimizin motivasyonu en çok etkileyen ve hayal kırıklığı yaratan tarafı çalışma yerimizi kendimizin belirliyor olmaması. Sağlık sektörü düşünüldüğü gibi küçük bir alandan ibaret değil oldukça büyük bir yapıya sahip.

Çalışma koşulları bazen hayatımızın tümünü etkileyebiliyor ve bu sebepten de nöbet istemeyenler, çocuğu olanlar, evli olanlar poliklinik , endoskopi , angio gibi nöbeti olmayan yerleri tercih edebiliyorlar. İsteklilik ve alınan sertifika veya eğitimler değil de bu gibi özel sebepler ve çalışma koşulları nedeniyle bölüm tercihi çok daha fazla yapılmakta.