5 Temmuz 2015 Pazar

Yönetim Kandırma Sanatı mıdır?

Bir amaca ulaşabilmek için kaynakları kontrollü , uyumlu ve etkin bir şekilde kullanmaya yönelik karar alma ve uygulama süreci olarak tanımlanan yönetim , günümüzde belirtilen amaca ulaşmak için her yolu denemek olarak algılanabiliyor.Yöneticiler altlarında çalışanların en basit haklarını bile öğrenmelerinden ve istemelerinden rahatsız görünüyorlar. Haklarını bilen personeller sorunlu olarak afişe edilebiliyor. Bazen verdikleri mücadele kendi mesai arkadaşları tarafından bile sanki ortak bir hak arama ortada yok gibi kavgacı ve sorunlu olarak nitelenebiliyorlar.

Belki de yönetim bilimi doğası gereği insanları sınıflandırma ve yönlendirmeyi de içeriyor öyle ki bazı yönetim bilimcilere göre siyaset ile eşanlamlı görülüyor. Modern dünyada faydacılık ve çıkar felsefiyle yani pragmatizm ile birleştiğinde insanların zaaflarını yönetmek anlamı da yükleniyor. Çalışanlarda ise bu durum geç farkındalık yaratsa bile güven duygusunun yitirilmesine neden olabiliyor. Uzun vadede kaybedilen güven yöneticilere ağır bedeller olarak yansıyabiliyor. Giderek daha bireysel düşünen çalışanların çoğu zaman kurum çıkarlarını göz ardı etmeler ve bir nevi "İçimizdeki İrlandalı" gibi davranmalarının altında bu yitirilmişlik yatabiliyor.

Tıpkı toplumların siyasi darbelere verdiği geç tepkiler gibi günü kurtaran yöneticiler bazen ulusların dünya algısını değiştirmiş olabiliyor.

Bir çok işin doğasında bir takım gereklilikler yatarken emir vermekte belki de yönetimin doğasında var fakat bu bazen kişisel egoyla bütünleşip karşı tarafın kendini değersiz hissetmesine neden olabiliyor. Bu da motivasyonu olmayan çalışanlar demek.

Tabi yöneticilerin olmadığı , herkesinkafasına göre yaşadığı bir karmaşa ortamını düşlemiyorum ama herkes kendini sorgulamalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder